Apple 9 Eylül’de 4.7 inçlik iPhone 6 ve 5.5 inçlik iPhone 6 Plus’ı anons ettiğinden beri karşılaştığım soru hangisini tercih edeceğim oldu.
Telefonları görmeden önce kararım neredeyse kesindi. iPhone 6, 4 inç olmadıktan sonra 4.7 inç ile 5.5 inç arasındaki tercihim 5.5 inç oldu. Çünkü bana göre 4.7 inç ne 4 inç gibi rahat, ne de 5.5 inç gibi avantajlı olacaktı.
Eğer Apple iPhone 6’yı 4 inç ve 5.5 inç olarak satışa sunsaydı yani küçük olan telefon iPhone 5 ile aynı boy kalsaydı ve Plus’ta olduğu gibi 401ppi ekran ve 2915mah pil koysaydı eminim ki çok kararsız kalacaktım.
Bugüne kadar 4 inç olan iPhone 5s için hiç ‘biraz daha büyük olsaydı da şu filmi hd izleyebilseydim’ demedim. Çünkü bir filmi 4 inç ekrandan izlemek ile 9.7 inç ekrandan izlemek arasında hiç bir fark yok. İkisi de film için küçük. O film izleme farkı, 35 inç ekran ile 65 inç ekran ile imax arasında olunca anlam kazanıyor. Ama bir çok kez fotoğraf düzenlerken, Garageband ya da iMovie ile uğraşırken ya da yolda giderken siteme bir yazı girmem gerektiğinde defalarca acıların çocuğu halini aldım ve daha büyük bir ekrana ihtiyaç duydum.
Pil değişim haberinin görselini ve içeriğini yoldayken yazdım. iPhonedo üssüne dönünce temizler güncellerim. pic.twitter.com/KjY0ddJNzn
— iPhonedo (@iPhonedo) August 22, 2014
iPhone 6 Plus’ı görmeden tercih etmemdeki en büyük neden tamamen cihazının etinden, sütünden, tüyünden faydalanan kullanıcıya, yabancıların deyimi ile power user‘a hitap edebileceğini düşünmem. Benim gibi günde 29 saat çalışan bir işkolik iseniz ve işinizin %90’ı teknoloji ile alakalı ise, elinizdeki cihaz çok büyük önem taşımaya başlıyor.
Benim durumumu şöyle izah edebilirim, işlerimin büyük çoğunluğu bir bilgisayar gerektiriyor. Ama zamanla laptop, harici disklerle, soğutucusu ile, ekstra klavyesi, ekstra touchpad ve faresi ile masaüstü bilgisayar halini aldı ve sağa sola taşımak işkence haline geldi.
Bu durumda bilgisayar başında olmadığım zamanlarda işlerimi iPad ile halletmeye başladım. iPad mini çıktığı zaman, iPad’e göre daha az yer kapladığı, daha rahat taşındığı için iPad mini + bluetooth klavye tercihim oldu.
Her yerden haber girilir. pic.twitter.com/10KrWg50Qa
— iPhonedo (@iPhonedo) April 26, 2014
Bu sistemle çalışırken iPhone 6 ve 6 Plus anons edildiğinde aklıma ilk gelen ‘4.7 zaten tek elle kullanmak için harika değil (imkansız değil ama 4 inçlik iPhone ile kıyaslanamaz tabii ki) o zaman belki iPad Mini’den iPhone 6 Plus’a geçip tüm işlerimi tek cihazla halledebilirim’ oldu. Hem iPhone 6 Plus’ın pili 6’dan daha iyi (iPhone 6 Plus: 2915 mAh, iPhone 6: 1810 mAh) , hem kamerasında optik stabilizasyon var, hem de ikonlar iPad’deki gibi yatay uyumlu. Bana göre su götürmez bir tercih oldu iPhone 6 Plus.
Tabii tüm bunlar telefonu görmeden önceki düşüncelerimdi.
Telefondan önce elime kılıfı ulaştığında açıkçası biraz içim ürperdi. Kararımın yanlış olabileceğini düşünmeye başladım. Çünkü ne yaparsanız yapın, iPhone 6 Plus’ı gerçek hayatta görmeden ne kadar büyük olduğunu anlamak kolay değil. Tek elle cihazı kullanma devri, gelen bir mesaja cebinizden çıkarıp, iki satır cevap yazıp cebinize geri koyma devri tamamen tarih oluyordu. (Reachability/erişebilirlik konusuna yazının ilerisinde değineceğim)
iPhone 6 ve 6 Plus elime ulaştığında ve ilk incelemeye başladığımda 6 Plus’ın boyundan gözümü alamıyordum. Swatch dükkanlarında duvarda asılı olan kocaman swatch saat vardır ya, 6 Plus aynı onun gibiydi. Her şey kocaman ve hiç de daha kullanışlı değil aksine ofis masasındaki anlamsız dev hesap makinesi gibi, gereksiz. Sanki elimizdeki teknoloji bu telefonun henüz küçük versiyonunu çıkaracak seviyede değilmiş gibi bir hali var şu anda iPhone 6 Plus’ın. Apple’ın vitrinindeki dev MacBook Pro’yu size kakalamışlar gibi bir durumda iPhone 6 Plus. Bu duyguların en büyük nedeni, henüz uygulamaların 6 Plus ekranı için düzenlenmemiş ve iOS 8’in bir şey olsa da çöksem modunda olması. Örneğin telefonu yan tutarak sadece dik olarak çalışan bir uygulama açarsanız (hyperlapse) 6 Plus işin içinden çıkamıyor. Tabii bunlar gelip geçici, zaman içerisinde halledilecek sorunlar.
4 inçlik cihazdan 5.5 inçlik cihaza geçtiğim zaman aklıma gelen ilk şey ‘Phablet kullananlar yıllardır bu çileyi mi çekiyor? Neden böyle huysuzlar anlaşıldı’ oldu. Phablet’i telefon ve tabletin birleşimi diye düşünürdüm, oysa şimdi anlıyorum ki Phablet, ne telefon ne de tablet olan cihaza verilen isimmiş. Üstelik Apple’ın phablet durumu daha da kötü, çünkü şu anda hiç bir şey iPhone 6 Plus’ın sunabilecekleri için hazır değil. Her şey takoz gibi, her şey hantal ve çirkin. iPad’e iPhone uygulaması kurmuşsunuz gibi.
Plus ile geçirdiğim ilk bir kaç gün cebimden çıkaracağım zaman görmemişin telefonu olmuş hissine kapıldım. iPhone 6 almış kişilerin hiç birinde Plus görmedim. iPhone 6 Plus’tan hiç memnun olmayan, iade etmeye çalışan, iPhone 6 ile takas etmek için üstüne para veren insanların hikayelerini okuyup düşüncelere daldım.
Ama yavaş yavaş 6 Plus’ın pili rahatlıkla bir gün gidince, hoparlöründen daha yüksek ses çıkınca, Türkçe klavyenin sıkış tıkış hali Plus sayesinde rahat bir hale gelince, WiFi ve Sinyal gücünde hissedilir bir artış olunca, e-postalarıma rahatlıkla cevap verip, çektiğim fotoğrafları rahatlıkla düzenlemeye başlayınca cihaza ısındım. Aynı, ilk çıktığında iPad’e kahkahalarla gülüp, zamanla vazgeçilmez bir parçam olması gibi. İki hafta sonunda iPhone 6 Plus’tan son derece mutlu bir hale geldim. Ama bu mutluluğum en büyük nedeni bu cihazın bana ileride sunabilecekleri. Zamanla uygulamaların iPhone 6 Plus halleri çıkacak ve uygulamalar büyük ekranın avantajını kullanacak diye düşünüyorum ve bu yüzden iPhone 6 Plus’ın iPhone 6’dan benim ihtiyaçlarım doğrultusunda daha iyi bir tercih olduğuna inanıyorum. Dar kot giyen biri de olmadığım için cebimde kapladığı yer benim için bir sıkıntı da yaratmadı.
iPhone 6 ve 6 Plus arasında kalıyorsanız tercihinizi cihazı ne amaçla kullanacağınızı düşünerek belirleyebilirsiniz. Cihazın etinden sütünden bu derece faydalanan biri değilseniz Plus’a hiç gerek yok diye düşünüyorum. İki haftanın sonunda rahatlıkla söyleyebilirim ki iPhone 6 harika bir telefon. Optik stabilizasyonun eksikliğini hissetmeyeceğinizi garanti edebilirim. iPhone 5 ve 5s ile bir çok işimi halletmiş biri iPhone 6 ile aynı işleri çok daha rahat halledebilir. Dolayısı ile iPhone 6 şu aşamada iPhone 6 Plus’tan rahat edebileceğiniz bir cihaz. Üstelik iPhone 6, 326ppi ekranı ile grafik açısından daha az piksel ile uğraştığı için plus’a göre daha iyi sonuçlar veren bir cihaz.
iPhone 6 ekran çözünürlüğü: 1334×750
iPhone 6 Plus çözünürlüğü: 1920×1080
‘iPad Mini yerine iPhone 6 Plus kullanırım’ düşüncesi şimdilik hayal. Plus zamanla adam olmayacaksa kesinlikle tercih edeceğim iPhone 6. Apple’ın yıllardır geliştirdiği ve bize sunduğu en iyi telefon. iPhone 6 bilmedikleri bir alanda değil, son derece bilindik ve rahat bir telefon. Plus gibi yeni denizlere açılmış şaşkın bir cihaz değil. Bu arada ucuzlamış 5s’i de es geçmeyin. Bugüne kadar en sevdiğim iki Apple telefonu 4s ve 5s oldu ve 4s’in sonu yeni yeni geliyor bu da demek oluyor ki 5s’in bitmesine daha 2 yıl var. Ne yaptığını bilen bir kullanıcıysanız, 5s’i canavar gibi kullanabilirsiniz.
Şu anda iPhone 6 Plus’ta yanlış olduğunu düşündüğüm bir çok şey var. Bunların hepsini sıralamaya kalksam sonunu getiremem herhalde. Ama temelde yanlış bulduğum, saçma bulduğum noktalara değinmek istiyorum.
1. Reachability.
Home tuşuna iki kez dokunduğunuzda uygulamaların ekranın yarısına inmesi. Apple’a hademe olarak işe girip, zamanla yükselip bunu tasarlayan ekibi tokatlayarak işten atasım var. Birincisi ekranda parmağın yetişemediği yer sadece yukarısı değil, aynı zamanda yan taraf. Home tuşuna iki kez dokununca ekran 4inç iPhone boyutuna düşmeli ve örneğin bu çift dokunuşu sağa yatırarak yaparsanız ekran sağ alt tarafa, sola yaparsanız sol alt tarafa küçülmeli.
2. Yeni yatay klavye.
Kimin mükemmel fikridir ki bu harfleri ortaya koyup ekstra tuşları yana koymak? iPad’de nasıl ayrılıyorsa klavye o şekilde ayrılmalı klavye, telefonu iki yanından tutuyoruz, neden nadiren lazım olacak olan tuşlar elimin altında da tyghbn gibi tuşlar ekranın ortasında ki?
Bakınız LG ekran görüntülü EnSevdiğimDo’nun Tweet’i
3. Küçük klavye.
Bir jest ile klavye 4″ ekranındaki boyuta inmeli. Tek elle yazmak bu kadar basit bir olayla çözülebilirdi. Ekstra fonksiyonları da boş kalan alana yayabiliriz.
Bakınız LG ekran görüntülü EnSevdiğimDo’nun bir diğer Tweeti
4. iOS 8’e giren bir konu ama harici klavyeler.
Ben bastığım her tuşun keylogger gibi bilmediğim bir adama gideceği koşulunu neden kabul etmek istemiyorum. Bakın bu uyarı ne diyor.
Bu klavyeye tam erişim için izin verirseniz, bu klavyenin geliştiricisine yazdığınız her şey gönderilecektir. Buna bu klavyeye bu izini vermeden önce bu klavye ile yazdıklarınız da dahildir. Buna kredi kart numaranız, adresiniz gibi hassas bilgiler de dahildir.
Bu durum, bu ekstra klavyeleri son derece anlamsız kılıyor benim için. Ya bir gün bu geliştirici bu bilgileri satmaya kalkarsa? Ya da bir gün hacklenirse ne olacak?
5. Telefonun tasarımı.
iPod Touch videomda da söylemiştim, bu tasarımda bir iPhone olsa tadından yenmez diye, şimdi durum biraz bebek pabucunun şirin olması ama aynı pabucun 46 numarasının kalas gibi olmasına benzetebilirim. Kameranın çıkık olmasıyla hiç bir derdim olmadı ama ekranın yanlara doğru kıvrılarak aluminyum gövde ile birleşmesini çok beğensem de işlevsellik açısından hiç anlamadım. Telefon bir çok şekilde düştüğü zaman camının üzerine düşüyor bu tasarım yüzünden. Ekrana film uygulamak bu tasarımla zorlaştı ve film ekranda eğreti durmaya başladı. Bu tasarımın gereksiz bir üretim gösterişi olduğunu düşünüyorum. Bir çok ekran filmi satan şirket insanlara şemalarla durumu izah etmeye çalışıyorlar. Ör: PowerSupport’un açıklaması.
6. Açma kapatma tuşunun yanda olması.
Telefonu normal tuttuğum zaman zaten parmağım o yandaki yere yetişmiyor. Sıklıkla Aç/Kapa’ya basarken ses yüksekliği düğmelerine de basılıyor ister istemez. Fotoğrafı ses açma tuşu ile çekmeye çalışırken telefonu kapatıyor insan. Tepede kalsaydı o tuş, hiç bir sıkıntı olmazdı hatta çok daha iyi olurdu. Çünkü telefonu avucumda aç/kapat tuşuna basabileceğim seviyeye getirdiğimde parmağım tepedeki eski aç/kapat yerine de uzanıyor.
Özetlemek gerekirse, iPhone 6 Plus ve iOS 8 ile ilgili durum şu anda pek iyi değil ama çok iyi olma potansiyeli var. Apple bu iniş çıkışları hep yaşıyor, Maps fiyaskosunu hatırlayın ve şimdi Maps’in ne kadar harika çalıştığına bakın. iPhone 6 Plus doğru yolda ilerleyen bir proje olursa, Apple’ın üvey evladı olmazsa, iPad Mini’nin pabucunu dama atabilir. Ama şimdilik zamanı var gibi görünüyor. Haliyle iPhone 6 Plus almak istiyorsanız bilin ki bu cihazın size sunabileceği şeyler henüz ortada yok. iPhone 6 almak istiyorsanız her şey yolunda.
Şu aralar Apple’ın çok tepki alması çok iyi bir durum, çünkü Apple bu tarz stres altında çok güzel adımlar atar. Haliyle bu kadar üstüne gidilmesi, dalga geçilmesi hoşuma gidiyor.
Şimdi tüm bunları açıklığa kavuşturduğumuza göre iPhone 6 konusunda değinmek istediğim bir kaç ayrı husus daha var.
- Birincisi buradan kör bir tahmin yapmak istiyorum, iPhone 7 ile ilgili. Bence Apple iPhone 6s ile geri adım atmaz ama iPhone 7 söz konusu olunca 4″ ekrana dönüş yapacağını düşünüyorum.
- Her kuşu öptük bir leylek kaldı ifadesiyle kahvesinden yudum alıp ‘aman yeni bir işlemci koyup satıyorlar işte, hiç bir fark yok işte’ tadındaki cihangir enteli yaklaşımı. Yıllarca PC güncellerken yaptığım daha iyi bir işlemci, daha yüksek ram, daha iyi ekran kartı almak ve bu sayede daha yeni işletim sistemi kurabilmekti. Telefonun da bundan bir farkı olmamasını yadırgamıyorum, beklemiyorum. Bir çok insana cebinizde taşıdığınız teknolojinin farkında mısınız diyesim var.
- Ağızlara pelesenk olmuş kalıp, Steve Jobs olsa böyle olmazdı sözü. Bunu söylemek için kendi kendine arkası çatlayan iPhone 3G ve 3GS’i, tutunca sinyal kaybeden iPhone 4’ü neredeyse rüzgar esince çizilen iPod’ları, kenarından tutup kaldırınca bükülen laptopları, tepesindeki topu bozulan fareleri, bomba yiyen macleri hiç görmemiş olmak lazım. Steve Jobs zamanında da yaşanan binlerce yanlış vardı. Apple’ın inişi çıkışı hep olur ama neticesinde müşterisini memnun etmeyi becerir. Mac OS ve iOS beraber çalışmaya başladı, birbirinden güzel sağlam gelişmeler oluyor. Wright kardeşlerden sonra uçak işi bu günlere geldiyse, çok da paniklenecek bir durum yok. Steve Jobs yeri doldurulamacak bir insan, ama kurduğu imparatorluk ile açtığı yolda ilerlemek Apple için çok da zor değil.
Steve Jobs’ın AntennaGate açıklaması.
- iPhone 6 Plus’ın bükülme konusuna gelelim. 7.1mm’lik aluminyuma iki eline abanıp bükemiyorsan zaten konuşmayalım. İlk telefon cepte bükülüyormuş haberini duyduğum anda aklıma ilk gelen ‘ee? bundan doğal ne var?’ oldu. Sonra felaket haberlerinden haz alan kitlenin abartma huyu ile sanki dünyanın sonu gelmiş gibi tavır çıktı ortaya. Felaket tellalları rant peşinde koşar oldu. Her yıl Apple ile ilgili bir husus bulunur abartılır da abartılır sonra Apple o hatasını harika bir şekilde kapatır ve birden bire herkes olan biteni unutur. Bir yıl sonra yine bir fiyasko olduğunda sanki ilk defa olmuş gibi tepki verilir.
İşin enteresan tarafı bükülme testini doğru dürüst yapan bir yer, iPhone 6’nın 6 Plus’tan daha az bir güçle büküldüğünü ortaya çıkardı ama bunu nedense kimse duymadı.
- Apple kapılarını re/code’a açıp cihazları nasıl test ettiklerini gösterdi.
Apple böyle olaylarla karşılaşınca üzülmüyorum, şaşırmıyorum, telefon incelince bükülecek diye Soru Cevap 3’te söylemiştim. Elindeki teknolojinin kıymetini bilmeyen insanların sanki Apple’ın onlara bir borcu varmış gibi yaklaşmasını da pek anlamıyorum. Her zaman olduğu gibi Apple bu iki telefonu seneye iPhone 6s ve iPhone 6s Plus çıkacağı zaman adam etmiş olarak karşımıza çıkaracak ve iPhone 6 ve 6 Plus, iPhone 4 gibi, iPhone 5 gibi birden bire eskiyecektir.
One more thing…
Bu biraz benim kişisel tercihim ama bence Watch sağdaki gibi geniş olmalıydı, biraz daha uzay yolu havasında olmalıydı.
Bu upuzun yazıyı okuduğunuz için çok teşekkür ederim!
Lütfen konu ile ilgili düşüncelerinizi aşağıda belirtmeyi ihmal etmeyin! Ayrıca yazıyı paylaşırsanız da çok mutlu olurum.
Kendinize çok iyi bakın
ve hoşça kalın