DJI’ın yeni oyuncağı Inspire 1, 12 Kasım 2014’te tanıtıldı. Mythbusters’ın ünlü ikilisi Edi ve Büdü’nün de katıldığı tanıtımın güzel yanlarından biri ürünün takdim edildiği andaki video görüntüsü Inspire 1’in o anda çektiği görüntü olmasıydı.
Inspire 1’ın havalandıktan sonra karbon fiber kolları otomatik olarak yükseliyor böylece Logitech’in 90’lardan kalma webcam’ine benzeyen kamerası 4K 30FPS, 1080p 60FPS çekim yapabiliyor ve 360 derece dönebiliyor.
Inspire 1’ın kurmandası da Phantom 2‘ye göre yenilenmiş, yeni kumanda ile aynı anda hem drone’u ham de kamerayı kontrol edebiliyorsunuz. Pili azaldığı zaman ya da acil bir durum olduğu zaman gerçekleşen ‘eve dön’ modu da telefonunuzdaki GPS’i kullanarak o andaki yerinize göre yeniden programlanıyor. Böylece drone siz nerede olursanız olun oraya geliyor.
Optical Flow Positioning System adındaki yeni bir teknoloji sayesinde bu dronu kapalı alanlarda da uçurabiliyorsunuz.
İsterseniz iki kumanda ile, bir kişi drone’u diğeri kamerayı kontrol edecek şekilde de kullanabiliyorsunuz.
Fiyat olarak ise durumlar Phantom 2’nin $959‘unu aratır şekilde:
Tek kumandalı Inspire 1: $2899
İki kumandalı Inspire 1: $3399
Daha detaylı bilgi almak için DJI’ın sitesine bakabilirsiniz.
DJI’ın canlı yayınını kaçırdıysanız buradan izleyebilirsiniz.
Bu bir haberdir, reklam değildir! Reklamlarla ilgili yanlış anlamalar için: www.iPhonedo.net/reklam
Wouv, görüntüler muazzam. Ürün müthiş. İlk aklıma gelen ‘3 bin dolar vereceğiz de bu sabit kamera 3-5 sene sonra vasat kalacak’ çekincesiydi, kamera ‘future upgrade’ ler için ve taşınabilirlik adına sökülebilirmiş. Güzel.
Lakin ki, kurban olduğum dronelarındaki esas problem drone un ve kameranın yönlendirilmesi için en az bir kişinin, sinematik kamera işleri için iki kişinin gerekiyor olması.
Amaç kişiselleşmek ve kolaylaştırmakken hala buna bir çözüm bulunamamış olması ne acı… mı ne? NE?
‘bu bir reklam hiç değildir’ ama adamlar oturmuş, itü mezunu mühendis diye geçinip integralin ne işe yaradığını bile zar zor hatırlayan beni yerin dibine sokmuş ve ‘uzaktan da insansız’ hava aracını üretmiş: http://www.hexoplus.com
Bana da belirtmek düştü.
Tamamen otomatik olması fikri biraz kısıtlayıcı olabilir, doğaçlama fikirler için bir insana ihtiyaç var elbet.
Ulaşılabilecek en iyi nokta inspire1’a bu otomatik uçuş ve çekim özelliğini de eklemek. Yani nasıl bir kumanda iki kumanda bir mississippi iki mississippi diye koymuşlar, hiç kumanda da olsa, vuf. yaz beş bin dolar.
Salıcaksın o çekicek, la dur acıcık ben kontrol edivereyim diyeceksin hop otopilottan çık manuale geç falan, bunlar olabilecek şeyler, çok da güzel olabilecek şeyler.
Bir sorun daha var. Geçen gün gariban bir drone la Beşiktaş meydanda yerden yükselerek gökyüzüne çıkan video çekmek istedik. Tabi etraftaki insanlar ‘aaaa baksana bak bak’ diyerekten görüntünün doğallığını yoketme girişiminde bulundular, haklılar. Biz de çözümü kamerayı yükseltip bir bina arkasında kaybettirip millete unutturduktan sonra çaktırmadan indirip tekrar yükseltmekte bulduk. Diyeceksin buna napıcaz görünmez drone mu? Yok. Bi dakka, güzel fikir, ama zor. Burada esas sıkıntı dar bir sokakta, hele bir de bizim memleketin telgraf telleri ve kuşları düşünülürse manevra ciddi bir strese sokabiliyor. Inspire1’imizi kontrol edeyim derken bir duvara çarpmamız pek de hoş sonuçlar doğurmayacaktır sanıyorum. Park sensörü gibi bir sistem ile etrafında cisimler olduğunu anlayabilip o yönde gitmeye direnebilir, hızını yavaşlatabilir vesaire. İlla duvara vurmak istiyenler de varsa devreden çıkabilen bir sistem olarak yapılması da zor bir şey değil.
Mekatronikçileri aydınlatmaya davet ediyoruz.
Çok süper yapmışlar.Ama çok pahalı!